Türk Devletleri Teşkilatı (eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi – Türk Konseyi), Türk Devletleri arasında kapsamlı işbirliğini teşvik etmek amacı ile uluslararası bir örgüt olarak 2009 yılında kurulmuştur. Teşkilatın kurucu üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye`dir.
Ekim 2019’da Bakü’de gerçekleştirilen 7. Zirve sırasında Özbekistan Teşkilata tam üye olarak katılmıştır. Macaristan ise Eylül 2018’de Kırgızistan’ın Cholpon-Ata şehrinde düzenlenen 6. Zirve sırasında ve Türkmenistan Kasım 2021’de İstanbul’da düzenlenen 8. Zirve sırasında gözlemci statüsü kazanmıştır.
3 Eylül 2018 tarihinde Çolpon-Ata’da düzenlenen Türk Konseyi (yeni adıyla Türk Devletleri Teşkilatı) 6. Zirvesi sırasında Devlet Başkanları Konseyi tarafından önümüzdeki 3 yıllık dönem için Türk Devletleri Teşkilatı Sekretaryasının Genel Sekreteri olarak Baghdad Amreyev atanmıştır. Görev süresi Kasım 2021’de Devlet Başkanları Konseyi tarafından 1 yıl süreyle uzatılmıştır.
Türk Konseyinin Dönem Başkanlığı bir takvim yılı boyunca (İngilizce alfabetik sıraya göre belirlenmiş olan) üye ülke tarafından üstlenilmektedir. Dönem Başkanlığını üstelenen ülkenin Devlet Başkanı, Türk Konseyi Dönem Başkanlığını üstelenmektedir.
Örgütün Amaçları:
Türk Konseyinin amaçları Nahcivan Anlaşması’nın 2. Maddesinde belirtilmiştir.
Söz konusu amaçlar;
Taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi,
Bölge ve bölge dışında barışın korunması,
Dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi,
Uluslararası terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için eylemlerin koordine edilmesi,
Ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi,
Ticaret ve yatırım için uygun koşulların yaratılması,
Kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel gelişimin amaçlanması,
Hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan haklarının korunması konularının tartışılması,
Bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi,
Kitle iletişim araçlarıyla etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi,
Hukuki konularda bilgi değişimi ve adli işbirliğinin teşvik edilmesi
şeklinde sıralanmıştır.