Türkiye, Brüksel’in Ankara’yı ‘ülkedeki temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü’ konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde AB’ye katılım sürecinin devam etmeyeceği yönünde tehdit ettiği Avrupa Parlamentosu raporunu eleştirdi.
Raporda ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine alternatif bulunması çağrısı da yer aldı.
Türkiye, Avrupa Parlamentosu’nun raporunu, Brüksel’in Türkiye’ye karşı doğru yaklaşımı geliştiremediğini gösteren ‘haksız itham ve önyargılar bütünü’ olarak nitelendirdi.
Rusya Bilimler Akademisi Sosyal Bilimler Bilimsel Bilgi Enstitüsü Yakın ve Sovyet Sonrası Doğu Dairesi Başkanı, Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Uluslararası İlişkiler Bölümü Profesörü, Siyasal Bilimler Doktoru Vladimir Avatkov, Sputnik’e açıklamasında, Brüksel’in Ankara’ya yaklaşımının büyük ölçüde Türkiye’nin uluslararası alanda güçlenmesi, Avrupa’nın ise zayıflaması kaygılarına dayandığını belirtti.
Avatkov, “Daha önce Avrupa Birliği Türkiye’yi objektif nedenlerden dolayı kabul etmiyordu. Türkiye’nin AB seviyesine uygunluğunun değerlendirildiği Kopenhag kriterlerini öne sürüyordu.
Ama artık Avrupa Birliği, AB ile ortaklık anlaşmasının imzalanmasından bu yana çok değişen ve artık itilip kakılabilecek bir devlet olmayan Türkiye’den korkuyor.
Avrupa Birliği, askeri, ekonomik, insan kaynakları ve yumuşak gücüyle büyüyen günümüz Türkiye’sinin Avrupa’ya ve onun değerler sistemine uyum sağlayamayacağından, tam tersine onu değiştirebileceğinden korkuyor. Brüksel ayrıca, Avrupa Birliği’nin uluslararası sorunların çözümündeki rolünün gözle görülür şekilde zayıflaması karşısında uluslararası arenadaki konumu önemli ölçüde artan Ankara’nın dış politika bağımsızlığından da korkuyor” dedi.
AB’nin son dönemde Türkiye’yi müttefikten ziyade jeopolitik bir rakip olarak görme eğiliminde olduğuna vurgu yapan Avatkov, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün mevcut jeopolitik durumda AB, Türkiye’yi Ortadoğu ve Afrika’daki çıkarlarını tehdit eden jeopolitik bir rakip olarak görüyor. Brüksel’e göre, Türkiye’nin bu bölgelerdeki etkisi büyük ölçüde Avrupa’nın pozisyonunun zayıflaması nedeniyle artıyor. Buna göre Ankara’nın Brüksel’le yakınlaşmak için bu bölgelerde nüfuzunu güçlendirme hedefinden vazgeçmesi gerekiyor. Aynı zamanda Brüksel, Ankara ile ilişkilerde yaşanabilecek olası bir krizin, Ankara’nın göç sorununu çözmedeki rolü ve gaz merkezinin geleceğiyle bağlantılı öngörülemeyen sonuçlara yol açabileceğinden korkuyor.”